Sonra Jose Arcadio Buendia'nın odasına girdiler, vargüçleriyle sarstılar, kulağına avaz avaz seslendiler, burun deliklerine ayna tuttular, ama onu bir türlü uyandıramadılar. Çok geçmeden marangoz tabut için ölçü alırken, pencereden baktıklarında, minicik sarı çiçeklerin yağmur gibi indiğini gördüler. Çiçekler bütün gece süren suskun bir sağanakla köyün üzerine yağdı. Bütün çatıları örttü, bütün kapıların önüne yığıldı ve dışarıda yatan bütün hayvanları soluksuz bırakıp öldürdü. Gökten öyle çok çiçek yağdı ki, sabahleyin sokaklar kalın halılar döşenmiş gibi oldu ve cenaze alayının geçebilmesi için çiçekleri küreyip atmak zorunda kaldılar…
…
Yüzyıllık Yalnızlık, kuşkusuz sadece Marquez'in değil, dünya edebiyatının da en önemli romanlarından biri. Kitapta yer alan ve hayal gücünün ve anlatı sanatının en güzel örneklerinden olan bu kısım, unutkanlık hastalığına yakalanan bir grup insanın içine düştüğü durumu tasvir ederken kullandığı hayal gücü ve mizah anlayışı ile unutulmaz..
YanıtlaSil