Nikos Kazancakis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nikos Kazancakis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2013 Çarşamba

Zorba- Nikos Kazancakis

Bana öyle geldi ki Girit’in bu kesimi güzel bir nesir parçasına benzemekteydi: İyi işlenmiş, az konuşan, aşırı zenginlikten kurtulmuş; sağlam ve tutumlu. Lezzetini en basit araçlar sunmaktaydı. Oynamıyor, hiçbir gösterişe kapılmıyor, nutuk çekmiyor; ne söylemek istiyorsa erkekçe bir ağırbaşlılıkla söylüyordu. Ama Girit’in bu kesiminin haşin çizgileri arasında umulmadık bir duyarlılık ve şefkat da duyulmaktaydı.; rüzgârsız köşelerde limon ve portakal ağaçları kokularını saçıyor, ötede ise, geçit vermez denizden tükenmez bir şiir taşıyordu.

Böyle anlarda kadının bütün kapıları açıktır, nöbetçiler uyumuştur ve iyi bir söz, altının ve aşkın büyük gücüne sahiptir.

‘Bana yediğin yemeği ne yaptığını söyle, sana kim olduğunu söyleyim,’ dedi. ‘Bazıları, yediklerini içyağı ile gübreye, bazıları iş ve keyfe ve duyduğuma göre bazıları da Tanrı’ya dönüştürürmüş. Şu halde, insanlar üç türlüdür: Ben patron, bunların en kötülerinden değilim ama, en iyilerinden de değilim; ortadayım. Yediğim yemeği iş ve keyfe dönüştürürüm. Yine iyi!’

Konfüçyüs der ki: ‘Pek çokları mutluluğu, insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha da alçakta; ama mutluluk insanın boyu hizasındadır.’ Doğru. Yani, ne kadar insan boyu varsa, o kadar da mutluluk vardır. Benim şimdiki mutluluğum budur, ey sevgili öğrencim ve öğretmenim; şimdi boyumun ne olduğunu ölçmek için onu yeniden yeniden ölçüyürom. Çünkü, iyi bilirsin ki, insanın boyu hap aynı kalmaz.

İyi bir öğretmen şundan daha belirli bir armağan istemez: Kendinden üstün öğrencisi olmak.

Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez

Ertesi sabah, Kızılderili Cataure'nin evden gitmiş olduğunu gördüler. İçinden bir ses, dünyanın öbür ucuna da gitse bu ölümcül hastalığı...