"Yanımdan ayrılmanı hiç istemiyorum," dedi Ka İpek'e, "Çünkü sana çok fena aşık oldum."
"Beni tanımıyorsun bile," dedi İpek.
"İki tür erkek vardır," dedi Ka eğitici bir havayla. "Birincisi, aşık
olmadan önce kızın nasıl sandviç yediğini, saçlarını nasıl taradığını,
hangi saçmalıkları dert edindiğini, babasına neden kızdığını, onun
hakkında anlatılan diğer hikaye ve efsaneleri bilmelidir. İkincisi ise,
ki ben onlardanım, kız hakkında pek az şey bilmelidir ki aşık olsun."
"Yani bana hiç tanımadığın için mi aşıksın? Gerçekten aşk mıdır sence bu?"
"İnsanın her şeyini vereceği aşk böyle olur," dedi Ka.
Okuduğum kitaplardan, altı çizilesi satırlar...
Kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
19 Aralık 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez
Ertesi sabah, Kızılderili Cataure'nin evden gitmiş olduğunu gördüler. İçinden bir ses, dünyanın öbür ucuna da gitse bu ölümcül hastalığı...
-
Evet bu yüzden, yorgunluğumu anlatamıyorum kimseye Olric. Yakınmalarımda ince bir alay görüyorlar. Bu inceliği bana yakıştıranlar tabii cahi...
-
Mme Darbedat parmaklarının arasında bir lokum tutuyordu. Lokumu sakına sakına dudaklarına yaklaştırdı, lokumun bulandığı pudra şekeri tozlar...
-
Ertesi sabah, Kızılderili Cataure'nin evden gitmiş olduğunu gördüler. İçinden bir ses, dünyanın öbür ucuna da gitse bu ölümcül hastalığı...