20 Nisan 2009 Pazartesi

Usta ile Margarita,Mihail Bulgakov

Gayretkeş muhasebecinin, taksiden inip kendi kendine yazı yazan giysiyle karşılaştığı sırada, Kiev postası da Moskova Garı'na giriyordu. Elinde kumaş bir bavul olan, temiz giyimli bir yolcu, birinci sınıf kompartımanların olduğu 9 numaralı vagondan indi. Bu yolcu Kiev'de eski Enstitü sokağında oturan, merhum Berlioz'un amcası iktisatçı ve planlama uzmanı Maksimilyen Andreyeviç Poplavski'den başkası değildi. Maksimilyen Andreyeviç'in gelişinin başlıca nedeni, önceki gece geç vakit aldığı telgraftı. Telgrafta şunlar yazılıydı:

PATRİARŞİYE GÖLLERİ KIYISINDAKİ PARKTA BİR TRAMVAY BAŞIMI KOPARDI. CENAZE CUMA SAAT 15'TE. GEL. BERLIOZ.

Maksimilyen Andreyeviç, doğal olarak, Kiev'in en akıllı kişilerinden biri sayılırdı. Ama böyle bir telgraf, dünyadaki en aklı başında insanı bile şaşırtacak türdendi. Biri başının kesildiğini telgrafla bildiriyorsa, başı tam kesilmemiş ve henüz yaşıyor demektir. İyi ama bu durumda bir cenaze nasıl söz konusu olabilir? İnsan, sağlığı iyiden iyiye kötüleyip önceden öleceğini sezdiğinde mi çeker bu telgrafı? Olabilir; ama bu noktada, fazla ileri giden tuhaf, kesin bir ifade var, öte yandan: İnsan kendi cenazesinin Cuma günü öğleden sonra üçte kaldırılacağını nereden bilebilir? Şaşırtıcı bir telgraf doğrusu!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez

Ertesi sabah, Kızılderili Cataure'nin evden gitmiş olduğunu gördüler. İçinden bir ses, dünyanın öbür ucuna da gitse bu ölümcül hastalığı...