28 Ağustos 2007 Salı

Martin Eden -Jack London


Bu şekilde sözünüzü kestiğim için özür dilerim bayan. Sanırım bu tür konulardan pek anlamadığım bir gerçek. Benim sınıfıma ait değil bunlar. Fakat öğreneceğim. "

Sözleri sanki bir tehdit gibiydi. Sesi kararlı çıkıyor, gözleri parlıyordu, yüz hatları sertleşmişti. Kıza adamın çenesinin açısı değişmiş gibi geldi, ucu nahoş bir şekilde saldırgan görünüyordu. Aynı zamanda adamdan yükselen yoğun bir erkeklik dalgası gelip onu sarmış gibiydi.

"Sanırım bunları... öğrenebilirsiniz," diye gülerek sözlerini bitirdi. "Çok güçlüsünüz."

Bakışları bir an kaslı, bir boğanınki kadar kalın, güneşte bronzlaşmış, her yerinden sağlık ve güç fışkıran boyna takıldı. Adam karşısında kızarmış, aciz görünüyordu ama yine de ona doğru çekildiğini hissetti. Zihnine hücum eden uygunsuz bir düşünceyle şaşkına döndü. İki elini bu boynun üstüne koyabilse bütün kuvvet ve canlılık ona geçecekmiş gibi geliyordu. Yaradılışında var olan, hayali bile kurulmamış bir ahlaksızlık ortaya çıkıyordu sanki. Üstelik ona göre kuvvet, kaba ve hayvani bir şeydi. İdealindeki erkek güzelliği hep ince bir zarafet olmuştu. Ama düşünce devam ediyordu. Bu güneş yanığı boyna dokunmayı arzulaması onu çılgına çeviriyordu. Aslında sağlıksız bir bünyeye sahipti, hem bedeninin hem de zihninin kuvvete ihtiyacı vardı. Fakat bunun farkında değildi. Bildiği tek şey, daha önce hiçbir erkeğin berbat grameriyle onu dehşete düşürüp duran bu adam kadar etkilemediğiydi.

"Evet, sakat değilim," dedi adam. "Zorda kaldım mı hurda demiri bile sindirebilirim. Fakat şimdi, anlattıklarınızın çoğunu hazmedemiyorum. Bu konuda hiç eğitim görmedim, anlarsınız. Kitaplardan ve şiirlerden hoşlanırım, zaman buldukça da okurum ama okuduklarım hakkında sizin gibi düşünmemiştim hiç. Bu yüzden onlar hakkında konuşamıyorum da. Tanımadığı bir denizin ortasında haritasız, pusulasız kalmış bir gemici gibiyim. Şimdi bu eksikliklerimi gidermek istiyorum. Belki de siz beni yola koyarsınız. Tüm bu konuştuklarınızı nasıl öğrendiniz?"

"Okula giderek sanırım ve çalışarak," diye cevapladı kız.

Adam "Ben de çocukken okula gitmiştim," diye itiraz edecek oldu.

"Evet, fakat ben liseden, derslerden, üniversiteden söz ediyorum."

"Üniversiteye mi gittiniz?" diye sordu içten bir şaşkınlıkla. Kızın kendisinden en az bir milyon mil uzaklaştığı hissine kapıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez

Ertesi sabah, Kızılderili Cataure'nin evden gitmiş olduğunu gördüler. İçinden bir ses, dünyanın öbür ucuna da gitse bu ölümcül hastalığı...