Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu Kenttir Gidip Gideceğin Yer, Konstantin Kavafis

'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim' dedin. Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya -bir ceset gibi- gömülü kalbim... Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede? Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede... Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın, bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede koşacaksın,aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda,başka bir şey umma. Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir,bütün yeryüzünde... Konstantin Kavafis

Beyaz Mantolu Adam / Korkuyu Beklerken - Oğuz Atay

Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için ya da kendisini çevreden ayırıp başarısızlığına üzülecek kadar düşünemediği için dilenirken de başarısızdı. Küçük kaplar içinde mısır satmadığı için, çocuklarla ve kuşlarla birlikte, başkaları adına sevap işleyemezdi; ayrıca, ne kırmızı cüppeli bir müneccime benzeyen ihtiyar gibi tekerlekli ve meşin duvarlı ve öğle tatilinde ön duvarı bir kepenk olup sahibini kapatıveren kulübede yaşıyordu, ne de şişman kötürüm gibi nazar boncuklarını ve tespihlerini ve çakmak taşlarını artık satamadığı anda gaz pedalına basıp motosikletli tezgâhıyla oradan hemen uzaklaşabilirdi. Sermayesi ve görünür bir sakatlığı yoktu. Belki, yoldan geçen birini durdurup, hastane

Franz Kafka, Mahkeme Önünde, Dava

Mahkemenin önünde bir görevli durur. Bu görevliye, ülkeden bir adam gelir ve ona   mahkeme önüne çıkıp çıkamayacağını sorar. Ama görevli, o anda kendisini kabul edemeyeceğini söyler. Adam bir an düşünür ve bunun daha sonradan kabul edilebileceği anlamına mı geldiğini sorar. “Olabilir,” der görevli, “ama şu anda değil”. Mahkemelere giden kapı , her zamanki gibi açık olduğundan ve görevli kenara çekildiğinden, adam kapıdan içeriye bakmak için eğilir. Görevli bunu gördüğünde güler ve şöyle der: “Eğer bu kadar çok istiyorsan, benim yasaklamama rağmen girmeye çalış. Ama dikkat et: Ben güçlüyüm. Ve ben, sadece en baştaki görevliyim. Bir holden diğerlerine geçişte, başka görevliler karşına çıkacak. Hepsi de bir öncekinden daha güçlü olacak. Üçüncünün sadece görünüşü bile, benim kaldırabileceğimden fazla.” Ülkeden gelen adam bu kadar zorlukla karşılaşmayı beklemiyordur. O, mahkemelerin herkese, her an açık olduğunu zannetmiştir; ama şimdi kalın paltosu içindeki görevliye, bü